Çoktandır Küba’daki sahaflardan devrime dair fotoğraf kitaplarını topluyorum. Bazılarıyla artık tanış olduk; bendeki kitapları biliyorlar, nadir bir yayın denk gelirse ayırıyorlar. Kaldırımlara kurulan tezgahlarda, dükkanlarda ya da Havana Limanı’nın hemen karşısındaki Sahaflar Çarşısı’nda eski kitapların, hele fotoğraf albümlerinin tozuyla vakit geçirmek güzel oluyor.
“İnternet çağında fotoğraf görmek için kitaba ne gerek var” diyerek façamı bozacak arkadaşlar olabilir aramızda. “Kitap alacaksan internette satış yapan sahaflar var onlara takıl” diyenler de çıkabilir. Ya da “Gir Amazon’un sitesine Küba Devrimi’yle ilgili ne kadar kitap yayınlanmışsa topla çık” diye önerecek arkadaşlarım da vardır. Ama öyle değil, inciri dalından yemek başka.
Bir kere bendeki kitapların hemen hepsi hayli yorgun, Küba Devrimi gibi yıpranmış. Bazılarının sağında solunda o yılların heyecanıyla düşülmüş notlar var. Çoğu Havana Limanı’nın tuzu kokuyor.
Her neyse, bulduklarımı alıyorum. Aldıklarımı karıştırıyorum. Karıştırmanın ötesinde bir sorunun cevabını arıyorum: ‘Çağımızın bu “efsanevi” devrimi, “karizmatik” liderleriyle nasıl bir görüntü vermiş’ fotoğraflarda buna bakıyorum.
Elbette zafer kazanmış bir devrim ve onun devleti, fotoğrafların yeni bir toplum inşa etmekteki hayati rolünü ıskalamayacaktır. Neredeyse Sierra Maestra’daki ilk günlerden beri medyanın gücünü kullanan, ilk işi dağda bir radyo istasyonu kurmak olan Barbados (sakallılar) fotoğrafı da boşlamayacaktır. Hele en çarpıcı görüntülerle en etkili imajların sahibi Barbados’un biri, ezelden fotoğrafçıysa eğer, omuzunda arada bir fotoğraf makinesi de taşıyorsa, hiç kuşkusuz fotoğraflarla bir tarih yazılacaktır. Ben de bir tarihi görüntülerle yazmanın bu son örneğine merak duymuş biriyim işte.
Sonuçta, kütüphanemde birbirinin tekrar etmeyen fotoğraflardan oluşan mütevazı bir Küba Devrimi fotoğraf albümleri rafı oluştu.
Bakıyorum, karıştırıyorum, fotoğrafçıların nasıl çalıştığını inceliyorum, yaklaşımlarını anlamaya, nasıl görüp ne anlattıklarını çıkarmaya, çalışıyorum.
Bu yazı burada biter söz kitapların kapaklarına düşer.
Şimdilik buradaki kapaklar size emanet olsun. Hele bir bakın, ne görüp ne çıkaracaksınız?
Ben yola gidiyorum, dönüşte yazacağım kendi yorumlarımı. O vakit yeniden konuşuruz. “Bir devrimi fotoğraflamak nasıldır?” anlamaya çalışırız.
Bize Ulaşın