Topraklarında buz ile ateşi birleştiren, dünyada olup, dünyadan uzak hissettiren – fantastik ülke
İzlanda, Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde Norveç ve Britanya Adaları’nın arasında yer alan bir ada ülkesidir. Adanın toprak yapısı volkanik olduğundan kuzey kutbuna yakın olsa bile yakınındaki Grönland adasına göre (350km.) iklimi daha ılımandır. 360.000 kişilik nüfusunun %80 i şehirleşmiş olan bölgelerde yaşar. Başkent Rejkavik en kalabalık bölge olarak nüfusun yarısının yerleşim alanıdır. Yaşam standardı oldukça yüksek, işsizlik oranı sıfıra yakındır.
Ada devleti olduğu için balıkçılık çok yaygındır ve önemli bir geçim kaynağıdır. Ordusu olmadığı için gelir kaynaklarını turizme ve halkının refahına ayırır. Suç oranı oldukça düşük, polislik en sıkıcı meslektir.
Doğal sıcak kaynak sularından oluşan havuzlar ülkenin birçok yerinde mevcut. Buz gibi havada mayo ile girilen ve içinde uzun süre üşümeden kalınabilen bu doğal havuzlar İzlanda halkının sosyalleşme alanları.
Elektriğini irili ufaklı 10.000 şelalesi ve yeraltı kaynaklarından elde eden İzlanda’da kömür santrali gibi doğaya zararlı hiçbir santral bulunmamaktadır. Bu yönüyle İzlanda için dünyanın en temiz havasına ve en temiz suyuna sahip ülkesi diyebiliriz.
Şelale seven doğa fotoğrafçıları açısından da bu ülke tam bir cennet. Kirkjufell Dağı, Godafoss ve Seljalandsfoss bizim gittiğimiz şelale bölgelerinden bazıları, yarı donmuş suları görme imkanı var.
İzlanda, coğrafik yapı itibariyle yuvarlağa yakın bir adadır. “Ring Road” denilen adayı kıyılardan birbirine bağlayan karayolu tüm adayı gezmek için iyi bir tercih olabilir. İzlanda’nın kışı ve yazı ayrı güzel her iki mevsimde de ziyaret etmek gerekir derler. Ben kış mevsiminde gezdim. Buzul da gördüm, kar tutmamış geniş çorak alanlar da… sarı ve kahve tonlarında olan bu alanların yazın yemyeşil olduğu söyleniyor, eminim görüntü doğa manzara fotoğrafçıları için müthiştir. İzleyenleriniz varsa, “Game of Thrones” dizisinin bazı sahnelerinin neden buralarda çekildiğini anlamak pek de zor değil. Dünyada geçmişten bugüne bu kadar doğal kalabilmiş yer bulabilmek artık çok nadir.
İzlanda’da topraktan kükürtlü buharların çıktığı, kaynayan çamurların olduğu yerleri gezmek ve deneyimlemek mümkün… Bunlardan biri olan Hverir, Namafjall volkanik dağının eteklerinde.
Fümeroller, büyük çamur havuzları, buhar delikleri, turuncu bir toprak görmek oldukça etkileyici ve sıra dışı. O topraklarda yürürken havadaki koku beni biraz rahatsız etti, fazla da solumamak gereklidir muhtemelen, ama yine de orada olmaya ve görmeye değer.
Adanın doğu tarafında Avrupa’nın en büyük buzul kütlelerini görmek mümkün. Beyaz karın içinde mavi kristal renkleriyle oldukça etkileyici bir görünümleri var.
İzlanda’ya kış mevsiminde gitmenin en büyük ayrıcalığı her yıl farklı şekillerde donan “Buzul Mağara”larını gezme imkanı olması. Bu yıl (2023) küresel ısınmadan etkilenen mağaralar önceki yıllardan daha az buz kaplıydı ama yine de ayaklarımızda buzda yürümek için giydiğimiz özel çivili botlarla mağaranın içine girmek ve oluşumları izlemek bayağı heyecan vericiydi.
Volkanik bir yapısı olan İzlanda’da siyah kumsallar görmek oldukça sık rastlanan doğal bir güzellik… biz fotoğraf çekmek için Reynisfjara Black Beach’e gün doğumunda gittik. Gördüklerimiz oldukça etkileyiciydi. Dev dalgaların arasında farklı şekillerdeki kaya oluşumları çok ilgi çekiciydi.
Arabayla seyahat ederken yol üstünde gruplaşmış olarak rastlamanız mümkün olan özel İzlanda atları (Icelandic Horse)… İnsan görmek ilgilerini çekiyor ve yaklaşıyorlar.
Midilli boyutlarında olan bu atlar, dünyanın en eski safkan at ırklarından birisiymiş. İzlanda adasında bulunan bu ata yaklaşık 1000 yıldır başka bir at ırkı genetik olarak karışmamış. Dayanıklı ve zeki atlar olup uzun tüyleri ile soğuk hava şartlarında hayatını idame ettirebiliyorlar. İzlanda’ya Vikingler tarafından getirildiği için Viking atı olarak da bilinen bu ırkın İzlanda dışına çıkarılması ve İzlanda dışında yaşayanların da İzlanda’ya getirilmesi kanunen yasaktır.
İzlanda’ya birçok fotoğrafçı kuzey ışıklarını (kutup aurorası) görmek ve fotoğraflamak hayaliyle gider. Benim özellikle böyle bir takıntım yoktu ama görürsem da ne güzel olur diye aklımdan geçiyordu tabiiki. Gittiğimiz ay olan Şubat ayı bu ışıkları görmek için en uygun ay olmasına rağmen sadece bir akşam rastlayabildik. Konumumuz da çıplak gözle dahi görmek için oldukça uygundu. Soğuktan her yerim donduğu için (özellikle de deklanşöre basmak gerektiği için parmaklarım) izlemeyi çekmeye tercih ettiğim bir süreç oldu, yine de kendimce birkaç kare yakaladım. Gerçekten bu ışıklar insana bambaşka bir gezegende olduğunuz hissini veriyor ve heyecanlandırıyor. İzlanda, kuzey ışıkları (northern lights) turizmi konusunda oldukça deneyimli. Çok hızlı çıkıp kaybolan ve yer değiştiren aynen yeşil bir bulut gibi hızla şekil ve boyut değiştiren bu ışıklar, aplikasyonlar aracılığıyla takip edilebiliyor. Sırf bunu çekmek için gelen fotoğrafçılara güzel haber, hangi gün adanın hangi bölgesinde görülebileceğine dair istatistikler önceden belli. Tabiiki doğanın işi belli olmaz nerde görüleceği tahminen belli olsa da, başka bir şart ta var, hava bulutsuz ve yağışsız olmalı. Yani herkese bol şans. Tavsiyem tripotunuzu o büyüleyici ışıkları çekeceğiniz yere konumlandırmadan önce teknik ayarlarınızı (bununla ilgili internette bol bilgi var) hazırlayın, çünkü soğuk ve karanlık çekim için oldukça zorlayıcı şartlar.
Kendi gözümden İzlanda’ya ait düşüncelerimi ve fotoğraflarımı paylaştığım yazımı okumaya zaman ayırdığınız için şimdiden teşekkür ederim. Bir gün yolunuz bu etkileyici adaya düşerse benim için de o tertemiz havayı ve güzel enerjiyi içinize çekin.
Tebrikler. Çok güzel bir yazı olmuş. Keyifle okudum.
Güzel anlatım ve fotoraflar emeginize teşekkürler yeni heyecanlarda.
Tania’cığım müthiş bir yazı ve fotoğraflar , ellerine sağlık, zevkle okudum 👏 İnşallah bize de kısmet olur 🙏🥰
Hem anlatım hem görseller, insanı o doğayı solur hissettiriyor.
Çok etkilendim ve beğendim.
Emekleri için kutlar, paylaşımı için teşekkür ederim.
🙏💐
Çok güzel bir anlatım olmuş.Fotoğraflar da ayrı güzel.Tebrikler 👏
“Suç oranın az olması” ve “Polis mesleğinin sıkıcılığını” okuduğumda; tamam dedim!! ülkemi anlatıyor cümleler…Her bir paragrafta; bir gün doğaya ve sosyal yaşama özenli, dikkatli insan topluluğuna sahip bir ülke oluruz dileklerimi evrene gönderdim.
Fotoğraflar, anlatım çok güzel.. Emeğinize, kaleminize sağlık..
Tanyacigim harika bir sunum yapmışsın tebrikler.