Kelimelerin bazen ne kadar gereksiz olduğunu düşündüren, fotoğraflarıyla bize hikâyeler anlatan usta fotoğrafçı: Sebastiao Salgado
1944 yılında Brezilya’nın Aimores adındaki küçük bir köyünde sekiz kardeşin altıncısı olarak dünyaya geldi. Sebastiao Salgado esasen bir ekonomist, Sao Paulo’da ekonomi okudu. Bir yıl süreyle Brezilya Maliye Bakanlığı için çalıştı. Siyasi nedenlerden dolayı Brezilya’yı terk edip eşiyle Paris’e yerleşti. Bu sırada Sorbonne Üniversitesi’nde ekonomi doktorası yaptı. 1973 yılına kadar iş hayatını bir ekonomist olarak sürdürdü.
Çalıştığı şirketin onu kahve üretim alanlarını kontrol etmesi için Afrika’ya yollamasıyla hayatında farklı bir pencere açıldı. Fotoğrafla tanışması, otuzlu yaşlarında, Afrika’ya gitmeden önce eşinden ödünç aldığı fotoğraf makinesi sayesinde Sahel bölgesindeki kuraklığı fotoğrafladığı sırada oldu. Bu küçük ve amatör fotoğraf makinesiyle çektiği fotoğrafları gördükten sonra fotoğrafçılığın asıl istediği şey olduğuna karar verdi. Aynı yıl Sygma Ajansı‘na girdi, 1975-1979 yılları arasında da Gamma Ajansı için çalıştı. Daha sonra ekonomik krizden kurtulmasına vesile olacağı Magnum Ajansı üyeliğine seçildi. ABD Başkanı Reagan’a düzenlenen suikast girişimini fotoğraflaması hem ona uluslararası ün kazandırdı hem de ajansını yaklaşık on yıldır sürmekte olan ekonomik krizden kurtardı.
Sosyal belgesel fotoğraf ve fotojurnalizm geleneğinin günümüzdeki temsilcilerinden Sebastiao Salgado‘nun çalışmaları; göçmenler, işçiler, çocuklar, topraksız köylüler ve açlık üzerinde durduğu konular olarak dikkati çeker. Salgado çalışma yöntemleri ile pek çok çağdaşından ayrılan bir yaklaşıma sahiptir. Projelerinde iyi sonuca ulaşmak, fotoğraflanan insan ile kurulan ilişkiye bağlıdır. Bu yüzden Salgado çalışmalarını gerçekleştirirken, fotoğraflayacağı kişiler ile benzer koşullarda yaşar, onların yolculuk ettiği şekilde yolculuk eder.
Salgado, 2000 yılında sürgünde olan göçmen ve mülteci çocukların portrelerinden oluşturduğu “The Children / Göçmenler ve Çocuklar” albümünü yayınlar. Çalışmayı gerçekleştirmek amacı ile Salgado, Somali, Sudan, Hindistan, Kongo, Hong Kong, Brezilya, Lübnan, Afganistan, Irak ve Pakistan gibi ülkeleri gezdi. Farklı ülkelerden, farklı krizlere uğramış, 15 yaşın altındaki çocukları fotoğrafladı.
Tüm dünyada her kriz durumunda, çocuklar en büyük kurbanlar olmuştur. Fiziksel olarak zayıf, genellikle açlığa, hastalığa yenik düşerler. Proje süresince Salgado’yu en çok etkileyen şey, çocukların en zor koşullarda bile her şeye rağmen gözlerindeki pırıltı olmuştur. Angola ve Burundi’deki yol kenarındaki sığınaklardan, Brezilya’daki şehir ve gecekondu mahallelerine, oradan Lübnan ve Irak’taki kamplara kadar uzanan bu projede çocuklar; Dünyada yaşanan kaostan, neden tehlike olduğunu, neden onlara zarar vermek isteyen insanlar olduğunu veya neden aniden okullarını, arkadaşlarını terk etmek zorunda olduklarının farkında olmayacak kadar masumlar.
Güzel, gururlu, dalgın ve üzgün hayatlarında bir an için kamerayla yüz yüze gelince çok ciddi pozlar veriyorlar. Sanki kendilerini ve durumlarını anlıyor gibi… Bakışları ancak yıllar boyunca akıldan çıkmayacak sorular soruyor:
Hep sürgünde kalacaklar mı? Affetmek veya intikam almak için mi büyücekler? Ya da hiç büyümeyecekler mi?
Kaynak: İFSAK Kütüphane – Sebastiao Salgado / The Children
*Dipnot bir konunun nereden alındığını gösteren bilgilendirme bölümüdür. (*) işareti ile gösterilir. Sayfa sonlarında altta karınca gibi küçücük kaldığından hiç kimse bakmaz ve “ben biliyorum bunları zaten” der, geçeriz. Bundan sonraki dipnotlarımızı okumadan geçmemeniz dileğiyle. Bu köşede İFSAK Kütüphane’den hep bir Dipnot* olacak.
Elinize sağlık. Salgado beğendiğim bir fotoğrafçı. Konularının içine giriyor ve bizi de beraberinde sürüklüyor. Çocukların gözlerindeki ışığı görebilmemiz şans değil bence. İFSAK kütüphaneyi nasıl ziyaret edebiliriz?