Kütüphaneler uzun tarihi boyunca kurulan yıkılan, tekrar kurulan ve ayakta kalmayı başaran, insanın bilgi edinme açlığını doyuran, çağlara tanıklık eden, insanlık mirasını yeni nesillere aktaran insanlıkla yakın ve bağlantılı bir terimdir. Kütüphanelerin varlığı insanlık tarihi kadar eskidir. MÖ 625 yılında kurulan Ninova Kütüphanesi en eski kütüphanedir.
Çivi yazısıyla yazılmış kil tabletlerden bugün dijital tabletlere dönüşen kitaplarla kütüphanenin modası geçti diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hala internet üzerinden ulaşamayacağımız çok değerli ve ender bulunan kitaplar var.
İFSAK kendi tarihi içinde ender bulunan çok değerli bir kütüphaneye sahip.
Her ay yayınlayacağımız kütüphane arşivinden bu ayki ilk kitabımız;
Kahvehaneler
Fethi Sabunsoy (1950-2007)
Hayat hikayesi çok ilginç olan Sabunsoy, Adana’nın emekçi mahallelerinden birinde, yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra bir fotoğrafçının yanında çıraklığa başlayan Sabunsoy, fotoğrafçılığı da burada çekirdekten öğrendi. Fotoğraf sanatçısı Sabunsoy, aktif fotoğraf yaşamına başladıktan sonra Çukurova Üniversitesi’nde fotoğrafçı ve kameraman olarak göreve başlayarak hayatını değiştirecek adımlardan birini attı.
Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Öğretim Görevlisi ve Fotoğraf Sanatçısı Fethi Sabunsoy, 76 siyah-beyaz fotoğrafının yer aldığı ”Kahvehaneler” adlı kitabı hayatı boyunca biriktirdiklerinin küçük bir özetidir.
Sabunsoy, fotoğraflarında, insana ve kendine ait duyguları ifade eder. Dünyayı rahatsız etmeden, sadelik ve basitlik arayışıyla ürettiği sessiz, sakin, fısıltı tadındaki fotoğrafları izleyiciyi usulca içine çeker.
‘Kahvehaneler’ serisi bunun en güzel örneğidir. Bu mekânlarla, babasının kahvehanesinde çırak olarak çalıştığı dönemlerde başlayan ilişkisi bir ömür boyunca sürdü. Dolayısıyla, bu seride sunduğu, aslında kendi yaşamından kesitlerdir. Sabunsoy, vefa duygusunun sadece insanlara değil, hayatın tüm unsurlarına sunulması gerektiğine işaret eder.
Kahvehaneler çalışmasını, onun olgunluk döneminin bir ürünü saymak yanlış olmaz. Teknik gelişmelere pek takılmadan ve kimi küçük-büyük objektif numaralarına hiç gerek duymadan, usta bir dil kullanarak sözü mekânı anlamlı kılan en önemli şeye, insana bırakıyor.
Kitap bize hem unutulan ya da ihmal edilen mekânı anlatırken, hem de kahvehaneden kafeye uzanan uzun yolculuk üzerinde düşünmemizi sağlıyor.
Fethi Sabunsoy ‘Kahvehaneler’ kitabını imzalanmış ve kütüphanemize armağan etmiştir. Bu güzel fotoğraf albümünü İFSAK Kütüphane‘de inceleyebilirsiniz.
*Bu köşede İFSAK Kütüphanesi’nden de hep bir Dipnot* olacak.
Ufak bir hatırlatma: Dipnot bir konunun nereden alındığını gösteren bilgilendirme bölümüdür. Genellikle * işareti ile gösterilir. Genelde altta karınca gibi küçücük kaldığından hiç kimse bakmaz ve genellikle “ben biliyorum bunları zaten” der geçeriz. Bundan sonraki dipnotlarımızı okumadan geçmemeniz dileğiyle.
Bize Ulaşın