Vivian Maier’i Bulmak (orijinal adıyla Finding Vivian Maier), John Maloof ve Charlie Siskel ortak yönetmenliğinde yapılan 2013 yapımı bir biyografik belgesel film.
Filmi izlerken ve hatta bu yazıyı yazarken kamuya açık bir sanatçı kimliği inşa etmeden ölen Vivian Maier’in gözlerini üzerimizde hissetmemek neredeyse imkânsız.
Film John Maloof’un Vivian Maier’e ait film negatiflerini bir açık artırmada satın almasıyla başlıyor. Ardından Maier’in bütün negatiflerini incelemesiyle beraber bunların tüm dünyanın görmesi gerektiğini düşünüyor. Uzunca bir süre Maloof’un çoğu kez sonuçsuz kalan galeri arayışına tanık oluyoruz. Hikaye profesyonel dadılık yapan Vivian Maier’in New York ve Chicago’da yanında çalıştığı ebeveynlerin konuşmaları ile izleyiciyi içine alıyor. Tüm bu ebeveyn izlenimlerinden anlaşılıyor ki, Maier yalnızca bir dadı değil çevresine ve sokağa oldukça duyarlı bir kadın.
Film Vivian Maier’in paradoksal, cinsiyet kalıplarının dışında, biraz paranoyak, kendini saklamayı ve dikkat çekmeyi sevmediği için karakterinin büyük kısmını oluşturan korumacı profile sahip olduğunu görüyoruz. Bununla beraber sokaklarda görünmez olması, onun doğru ve doğal anı yakalamasına yardımcı oluyor. Tüm bunlar kendisinin sokak fotoğrafçılığının unutulmaz karelerini çıkarmasına vesile oluyor.
Vivian Maier yıllar boyunca Rolleiflex makinesiyle karın hizasından bir kadraj kurup ihtişamlı portreler ve insanlara ilişkin detayları sunduğu sokak fotoğraflarında görme biçimindeki görünmezliği hemen hissettiriyor.
Ve fotoğraflarında çoğunlukla fotoğrafının çekilmesine tepkili insanlar görüyoruz. Diğer sokak fotoğrafçılığı örneklerinden farklı olarak, bu yaklaşım Maier’in karelerine çarpıcı ve iddaalı bir yaklaşım katıyor. Bu nedenle çoğunlukla karelerinde şaşkın ve bakılmayı kişisel alanlarına müdahale edilmiş gibi algılayan insan yüzlerine rastlıyoruz. Yine de bu gibi durumlar Maier’i çekmekten alıkoymuşa benzemiyor.
Belirtmek gerekir ki, yıllar boyunca yaşadığı odaları doldurup taşıracak kadar gazete ve negatif biriktirmesi, askeri yürüyüş tarzı, bakıcılığını yaptığı çocuklara zaman zaman fiziksel şiddete varan davranışlarının belgeselde nasıl yansıtıldığı ve ailesinin kökenine dair konuların işleniş şekli izleyiciyi adeta sürükleyici bir havaya sevk ediyor. Diğer yandan, çalıştığı evlerde kimseyi odasına almaması, sınırlarına olası dış müdahaleden bu denli kaçınması Maier hakkında akılda kalıcı birkaç unsur oluyor. Ve belirtilen istifçilik özelliği ile fotoğrafik hafızası, yıllar boyu bunca film arşivi olması ne kadar ilişkili olduğu izleyicide merak uyandırıyor.
Film “gündüz dışarıda vakit geçirilebildiği için” tercih ettiğini söylediği bakıcılık mesleği tercihi ve “kimse görmeyecekse fotoğraf çekmenin anlamı ne” diye sorgulayan, bakıcılığını yaptığı -şimdi yetişkin olan- çocuğun sorusu etrafında Vivian Maier’in varoluşunu anlama çabasına da sokuyor ve sorularla dolduruyor izleyiciyi.
Azımsanamayacak bir kısmı başka profesyonel alanlarda formel eğitim almış olan günümüz amatör ve profesyonel fotoğraf sanatçılarının, “para kazandıkları işi” sanat süreçleri için bir araç olarak; zaman zaman da görme biçimlerini şekillendiren ve hayata dair içgörü edinmelerini sağlayan ve sanat faaliyetlerini sponsor eden bir sağlayıcı olarak algılamaları mümkün mü? Yahut kimliğini toplumsal maskeleri ya da en azından sanatçı kimliği üzerinden inşa etmeyi tercih etmemek ve sosyal medya çağında görünmez olmak bugün olası bir şey mi? Göstermek için değil sadece görmek için fotoğraf çekmek ya da anlatmak için değil sadece anlamak için merak etmek mümkün mü? Diğer yandan Maier’in kendi fotoğraflarını sergileme aşamasında gerçekten ne kadar istekli olup olmadığı ise akıllarda kalacak diğer soru işaretleridir.
Vivian Maier topluma ve sisteme uyum sağlamaya çalışan bir bakıcı ve sokak fotoğrafçısı. Bu denge sürdürme çabasının Maier’in sanatına nasıl bir katkı sağlamış olabileceği de önemli bir soru.
Hayat hikayesinin çarpıcılığının yanı sıra, çekim sırasında kendisini sokağın bir parçası haline getirerek görünmez olması ve kullandığı modelleri karelerinde ifade etme biçimi Vivian Maier’i ölümsüzleştirdiğini görüyoruz.
Tayf’tan;
Elif Bekar
Deniz Bayat
Sayenizde bu fotoğrafçıyı tanımış ve belgeseli izlemiş oldum , emeğinize sağlık. Üzerine söylenecek belki çok şey var ama burada bir yorum olarak yer verilir mi bilemedim.
Teşekkür ederiz. Vivian Maier ile tanışmanıza vesile olabilmek bizi çok sevindirdi. Geniş yorumlarınızı tayf.ifsak@gmail.com adresine de gönderebilirsiniz.