Akira Kurosawa, Rashomon ile Dünya sinemasındaki yerini perçinlerken, Venedik’te Altın Aslan’ı aldı. Yabancı Film Oscar ödüllerinin bu film yüzünden icat edildiği söylenir.
Japon kısa hikâyesi yazarı Ryunosuke Akutagawa’nın 1915 tarihinde yazdığı Rashomon ve Korulukta adlı iki kısa hikâyeden uyarlanan filmin senaryosunu Kurosawa, Shinobu Hashimoto ile birlikte yazmışlar. Filmin kurgusunu da yine Kurosawa yapmıştır. Başlıca rollerinde Toşiro Mifune, Machiko Kyō, Masayuki Mori ve Takashi Shimura’nın oynadıkları filmin görüntü yönetmeni Kazuo Miyagawa’dır.
Gerçekliğin insanlar tarafından nasıl eğilip büküldüğünü sorgulayan film, birçok filme de esin kaynağı olmuş, Rashomon diye bir kavramın oluşmasını sağlamıştır. Kurosawa, daha sonraki açıklamalarında egoların da gerçeği etkilediğini ima eder.
Film mütemadiyen yağan yağmurun eşliğinde devam eder. Rashomon adlı yıkık dökük bir kale kapısının saçaklarına sığınan rahip, görgü tanıklarından oduncu ve bir başıboş laflamaktadırlar. Filmin geçtiği üç mekândan biri burasıdır. Hikâye burada anlatılanlarla gelişmeye başlar. Aslında çok basit olan ana hikâye, görgü tanıklarının hepsinin değişik anlatımlarıyla içinden çıkılmaz bir hale dönüşür.
Ormanda ilerleyen bir samuray, yanında bir kadın ve yolda pineklemekte olan azılı bir haydut filmin ana karakterleridirler. Haydut rolünde Japon sinemasının büyük oyuncusu Toshiro Mifune yer alır. Haydut kadına tecavüz eder ve samuray öldürülür.
Daha sonra haydut yakalanır ve üçüncü ve son mekân olan mahkeme de şahitleri dinlemeye başlarız. Ormanda odun toplamaya giden oduncu, tecavüzcü haydut, tecavüze uğrayan kadın, kadına eşlik eden ve öldürülen samuray (bir medyum vasıtasıyla şahitlik yapar) olayı dört değişik şekilde anlatırlar. Söyledikleri o kadar içten ve samimidir ki, dinleyenler kime inanacaklarını şaşırırlar. Gerçek ise hiçbir şekilde ortaya çıkmaz. Kurosawa ile yapılan bir söyleşide gerçeğin aslı kendisine sorulduğunda, sanırım kesin olan tek şey ormanda bir kişinin öldürüldüğüdür cevabını verir.
Anlatılanlar karşısında kanları donan kale kapısı sığınmacıları, insanlıktan umutlarını keser hale gelmişlerdir. Sonunda yağmur diner, güneş açar, tam kendi yollarına gideceklerken bir bebek sesi işitirler. Terkedilen bebek, insanlığa olan inançlarını tazeleyen yeni bir umut olmuştur.
Film teknik açıdan da yenilikler içerir.
Güneşe tutulan kamera ile gölge ve ışıkların oyunu, insanların ruh halini yansıtmakta da kullanılır. Az oyuncu ve az mekânla çekilen filmde, kamera hareketlerinin enteresanlığı sayesinde bu bir dezavantaj teşkil etmez. Samuray ile haydudun dövüş sahneleri oldukça komiktir ve aslında onların gerçek bir samuray ve haydut olmaları da havada kalmış gibidir.
Akira Kurosawa’dan burada bahsetmeye kalksak sayfalar yetmez. Japon ve Dünya sinemasının sayılı yönetmenlerinden olan Kurosawa’nın bir iki filmini bile söylemek yeter. Yedi Samuray, Ran, Kagemuşa (Gölge Samuray), Yojimbo, Dersu Uzala, Düşler, Ağustos’ta Rapsodi, Madadayo, Ikiru…
Editör notu: Rashomon‘un tanıtım filmi için lütfen tıklayın.
Bize Ulaşın